Karadeniz Turumda Başımıza Gelen İlginç Bir Olay

Geçtiğimiz yaz motosikletimle uzun zamandır hayalini kurduğum bir Karadeniz turuna çıktım. Rotam Samsun’dan başlayıp Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize üzerinden Artvin’e kadar uzanıyordu. Doğasıyla, havasıyla ve yollarıyla Karadeniz zaten başlı başına unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ama yolculuk sırasında yaşadığım bir olay, bu turu benim için çok daha özel kıldı.

Trabzon’un Sürmene ilçesi yakınlarında, sahil yolundan biraz içeriye kıvrılan bir köy yoluna girmiştik. Yol dar, virajlı ama manzara o kadar güzeldi ki motoru durdurup her anı fotoğraflamak istiyordum. Bir virajı döndükten sonra, aniden yolun ortasında duran küçükbaş hayvan sürüsüyle karşılaştım. Koyunlar yolu tamamen kapatmıştı. Önce biraz panikledim, çünkü arkamda da birkaç araç birikmeye başlamıştı.

Tam “ne yapacağım” diye düşünürken, köyün yaşlı çobanı elinde sopasıyla sürüyü toparlamak için geldi. Yanıma yaklaşıp gülümseyerek, “Hoş geldin motorcu evlat, acele etme, bu yolun sahibi onlar,” dedi. O anda içimdeki stres yerini kocaman bir gülümsemeye bıraktı. Birkaç dakika içinde yol açıldı ama çoban beni bırakmadı, motosikletimi köy kahvesine kadar davet etti.

Köy kahvesinde bana taze demlenmiş çay ikram ettiler. Sohbet ederken köylülerden biri motosikletime binmek istedi, diğeri motorun kaç beygir olduğunu sordu, bir diğeri “Benim gençliğimde de Jawa vardı,” diye anısını paylaştı. Kısacık bir mola, hayatımda unutamayacağım kadar sıcak bir karşılaşmaya dönüştü.

Karadeniz turumda gördüğüm en büyük güzellik sadece doğası ya da yolları değildi; insanlarının samimiyeti ve misafirperverliğiydi. O gün bana bir kez daha gösterdi ki, motosikletle yolculuk etmek sadece bir yerden bir yere gitmek değil, aynı zamanda insanlarla bağ kurmak, beklenmedik anılar biriktirmek demek.

Hâlâ her Karadeniz türküsü duyduğumda aklıma o köy kahvesindeki çay kokusu ve çobanın gülümsemesi geliyor. İşte motosikletin bize kattığı en güzel şeylerden biri de bu: yolun kendisi kadar, yolun üstünde karşılaştığımız insanlar ve hikâyeler.